çikolata ve mutluluk





ÇOCUKLAR ve ‘ÇİKOLATA’

Çocuklar konuşmaya dede, baba gibi sözcüklerle başlarlar. Bu sözcüklerin söylenmesi, ailede bir bayram havası estirir. Çocuklar büyüdükçe isteklerini önce işaretlerle anlatırlar. Ama gün gelir, istediklerini alabilmek için, işaret yerine asıl sözcüklere benzeterek kendilerine özgü yeni sözcükler üretirler. Hemen her anne ve baba bu durumla karşılaşır. Bu yeni sözcük üretimi ailede genellikle gülerek karşılanır. Aile de bu sözcükleri benimser ve çocuğun gereksinimleri giderilir.

ÇOCUK SÖZLÜĞÜNDE ‘ÇİKOLATA’

Ancak hiç de ihtiyacı olmayan bir nesneye, örneğin çikolataya kendince bir isim vermesi çok ilginç değil mi?

Çikolata, özellikle konuşmaya yeni başlayan 2 -3 yaş grubu çocuklar için söylenmesi çok zor bir sözcük. Bir kez tatmasıyla, çocuğun dünyasına giren çikolatayı istemek için kendilerine göre çikolatayı betimleyen yeni sözcükler üretiyorlar.

Çocukların çikolata için türettikleri ‘culata’, ‘çiko’, ‘gota’, ‘çuka’, ‘cukko’, ‘şokola’, ‘dolgit’, ‘hamma’ ve annesi Türk babası Fransız bir çocuğun ‘Şokolade’ benim derleyebildiklerim. Çocuklar arasında çok yaygın olarak kullanılan bir de ‘çuku’ sözcüğü var. Ama bazıları çuku’yu iki kez arka arkaya ‘çuku çuku’ şeklinde söyleyerek isteklerini ısrarlı bir biçimde belirtiyorlar. Bunların dışında da benim duymadığım çikolata için çocukların ürettiği sözcükler de sanırım vardır.

ÇOCUKLARIMIZA ÇİKOLATA VERELİM Mİ?

Bazı anne-babalar çikolatayı çocuklarına ‘zararlı’ olarak niteleyip, vermekten kaçınıyorlar. Bazılarında ise hiç kısıtlama yok. Bu ikilemin nedeni herhalde çikolatanın ‘zararları ya da yararları’ konusunda en çok tartışma yapılan besinlerden birisi olsa gerektir.

Bir çikolata paketinin dış kapağına baktığımızda içindekiler başlığı altında şunları görürüz: şeker, kakao yağı, süt veya süt tozu, bazılarında soya lesitini, yapay aromatik maddeler örneğin vanilin, kakao kuru maddesi, fındık, fıstık, badem, kuru üzüm, vişne gibi meyvagillerdir.

Çikolatayı oluşturan temel yapı olan kakao, demir, çinko, kalsiyum, magnesium, fosfor, flavonoidler, antioksidanlar, ve kafeinden zengindir.

Öyleyse böylesine besin değeri yüksek bir madde için sorumuz şu olmalı: Çikolatayı çocuklarımıza verelim mi?

ÇİKOLATANIN OLASI YARARLARI

Kakao, polifenollerden yana çok zengindir. Polifenoller antioksidan, antiinflamatuar ve antiaterojenik olumlu kardiyovasküler özellikleri vardır. Laboratuar deneylerinde gösterilebilen bu etkiler, diyetle kakaonun alınmasında istenen düzeye çıkılamadığından görülmeyebilir. Bir çalışmada poilifenolden zengin çikolatanın kan basıncını, açlık kan şekerini ve kolesterolü düşürücü etkisi bulunmuştur. Özellikle siyah çikolatanın uzun yıllar tüketiminin kalp krizi riskini azalttığı ileri sürülmüştür. Yapılan bir başka çalışmada ise siyah çikolata ile yüksek dansiteli kolesterol düzeyinin yükselirken, düşük dansiteli kolesterol düzeyinin yükseldiğini göstermiştir.

Serotonin ve dopamin salınımını arttırarak kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlar (‘havanızı’ düzeltir). Kısa süreli uyarıcı, gevşetici, eforik, afrodiziak ve antidepresan özellikleri olduğu iddia edilmektedir.

İçerdiği sütten dolayı kalsiyum ve fosfor kaynağıdır. Bunun yanı sıra, demir, çinko ve magnezyum deposu olarak da kabul edilmektedir.

ÇİKOLATANIN OLASI ZARARLARI

Alerjik olaylarda ilk aklımıza gelen besin “çikolata” oluyor. Çikolatalar içeriğinde bulunan soya, süt, fındık, ceviz, Antep fıstığı, badem, yer fıstığı, buğday gluteni ve yumurta gibi maddeler nedeniyle alerjik reaksiyon yapabilirler.

Migreni tetikleyici özelliği vardır. Çikolatayı çok tüketen yaşlılarda kemik yoğunluğunda düşüklük saptanmıştır. Bu zararlı etkisini içeriğindeki oksalatın kalsiyum emilimini azaltıp, idrarla kalsiyum kaybını arttırarak yaptığı ileri sürülmüştür.

Obesite için de yüksek kalorisi nedeniyle risk getirmektedir. Bu risk, ihtiva ettiği fındık, fıstık nedeniyle de artmaktadır.

SON SÖZ

Çikolatanın olası yarar ve zararları daha uzun yıllar tartışılacaktır. Bu tartışmanın nedeni, sahip olduğu “terk edilemez lezzetinden” ileri gelmektedir. Çikolatayı, eski deyimle ifrata kaçmadan tüketmek sanırım en doğrusu olacaktır.


Prof. Dr. Mehmet Nejat Akar
Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı
Özel TOBB ETÜ Hastanesi



                 

Çikolata verdiği mutluluk ve keyif dolu enerjiyle, yüzlerce yıldır ruhsal bir antioksidan sayılıyor. Peki çikolata yemenin aynı zamanda kalp ve kanser hastalıklarına karşı koruyucu rol oynayan, önemli bir antioksidan kaynağı olduğunu biliyor muydunuz?

Vücudumuz normal çalışma seyri içinde oksijen kullanırken, “serbest radikaller” denilen hayli etkili yan ürünler ortaya çıkar. Serbest radikaller; vücut işlem halindeyken kullanılan ve bir elektronunu yani, dengesini kaybeden moleküllerdir. Serbest radikaller; çevre kirliliği, sigara dumanı, UV ışınları gibi dış etkenlerin yanı sıra vücudumuzdaki doğal reaksiyonların bir sonucu olarak da oluşur. Bu dengesiz moleküllerin artması, zincirleme bir reaksiyon yaratarak tüm bir hücre sisteminin dengesini yitirmesine sebep olur. İşte antioksidanlar, bu serbest radikallerin yeniden dengesini sağlamaya ve vücuda verdikleri zararın en aza indirilmesine yardımcı olur.
Çikolata üzerine yapılan güncel araştırmalar, kakaosu yoğun olan bitter çikolatanın şarap ve yeşil çay gibi güçlü antioksidanlardan biri olduğunu gösteriyor. Kakaonun içerdiği antioksidanlar; polifenol ve flavonid, kalp ve damar sistemini tablet asprinin koruduğu gibi koruyor, atardamarlara iyi geliyor ve kan basıncını düşürüyor.
Sütlü çikolatanın antioksidan etkisi daha az kakao içeriğiyle bittere göre daha düşük olmakla beraber, o da sütün farklı faydalarını içerisinde barındırıyor. “Çikolata yerken sağlığımı da düşünmek istiyorum” diyenlerdenseniz; kaliteli çikolata seçimi de çok büyük önem taşıyor. Eğer diyet yapıyorsanız, enerji ihtiyacınızı karşılamak ve endorfin salgılayarak kendinizi daha iyi hissetmek için her gün iki parça kaliteli bitter çikolata tüketebilirsiniz. Çikolata seçerken ayrıca içine trans veya nebati yağlar eklenmemiş, saf kakao yağıyla üretilmiş olmasına dikkat etmelisiniz.



Dilimizin üzerinde erimeye başladığı anda vücudumuzda yarattığı değişiklikleri hissettiğimiz çikolata, düzenli ve dengeli miktarda tüketildiği takdirde oldukça yararlı. İşte size tüm vücut sistemi üzerinde etkisi olan çikolataya tekrar aşık olmak için birkaç neden daha.

Çikolata yediğimizde, mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin seviyemiz artıyor ve kendimizi daha iyi hissediyoruz. Bu durumun sorumlusu çikolatadaki şeker ve kakao. Yapım aşamasında kakaonun yoğrulması esnasında oluşan anandamid, insan beyninde iyimserlik yaratan bir madde. Ayrıca çikolata içindeki triptofan da mutluluk hormonu serotoninin salgılanmasını sağlıyor . Çikolata endorfin salınımını da uyararak acı hissini gidermeye yardımcı olarak rahatlamaya katkıda bulunuyor. İşte çikolatanın  sırrı.
Çikolata vücuda faydalı çünkü...

- Bitter çikolatanın içinde bolca bulunan kakao, kalp ve kanser hastalıklarına karşı koruyucu rol oynayan önemli bir antioksidan kaynağı.

- Kakao, polifenol adı verilen bir antioksidan içeriyor. Meyveler, sebzeler, şarap ve çay da bu antioksidanı içerse de, bir parça bitter çikolatada tüm bunlardan daha fazla polifenol var.

- Çikolatanın içinde bulunan antioksidanlar hücrelerimizi stres, hava kirliliği gibi iç ve dış etkenlerin verdiği zararlardan koruyarak yaşlanma etkilerini de azaltmaya yardımcı oluyor.

- Çikolata zengin bir kalsiyum kaynağı. Bu da güçlü kemiklerin oluşmasına yardımcı.

- Düzenli çikolata yemek yüksek tansiyonu düşürüyor.

- Florid açısından da zengin olan çikolata, dişlere faydalı.

- İçeriğindeki mutluluk veren aktif maddelerle, strese karşı bire bir.

- İçeriğindeki bakır, cilde, damarlara ve dokulara fayda sağlıyor.

- Her gün bir parça çikolata yemek kanda pıhtılaşmayı önlüyor ve kalp krizi riskini düşüyor.

- Enerji verirken, diğer tatlılara oranla kan şekerini hızlı yükseltmiyor.

- Bağışıklık ve üreme sistemi için faydalı demir ve çinko çikolatada bol miktarda bulunuyor.

- Çikolatadaki magnezyum, özellikle adet öncesi dönemde görülen semptomların azalmasında yardımcı.

- Çikolatadaki doymuş yağ oranı, kandaki kolesterol seviyesini diğer doymuş yağlarla aynı seviyede arttırmıyor.
Unutmayalım ki, hayatımızda herşeyde olduğu gibi çikolata tüketiminde de dengeyi tutturmak çok önemli. Çikolatanın tüm bu faydaları için fiziksel aktiviteyi de hayatınızdan eksik etmeyin.

kaynak:www.cikolatam.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder